close
AvrupaSeyahat

Ata Toprağı: Selanik Gezi Rehberi

Selanik (Thessaloniki),  yaklaşık 363bin nüfusuyla, Yunanistan’ın en büyük 2. şehri. Herhalde Selanik diyince aklına Atatürk gelmeyen yoktur, bu yüzden yazının adını Ata Toprağı yapmaktan kendimi alamadım. Bizim Selanik’e gitme hikayemiz komik aslında, bitmek üzere ama kullanılmamış bir Yunanistan vizemiz vardı, nereye gitsek nereye gitsek derken, kendimizi 1 gece, 2 gün konaklamalı bu güzel şehrin kollarına bıraktık. İyi ki de bırakmışız, gerçekten sevdim ben bu küçük, İzmir’imsi şehri.. Bu sefer bahsi geçen biz, eşim değil iş arkadaşım Ece, çünkü iş seyahati için almıştık bu vizeleri, baktık ki iş için kullanacağımız yok, biz de gezmek için kullanalım dedik 🙂

Selanik’e Ne zaman Gidilir ?

Selanik, aslında her daim gidebileceğiniz bir şehir, yazıyı şimdi yazıyorum ama biz Şubat, 2016’da gittik ve hatırladığım en güzel şeylerden biri masmavi gökyüzüsüydü. Hava soğuk değildi ve hatta gayet gezilesiydi. Ama yazın gitmek çok da anlamlı değil gibi, çok sıcak çünkü hava, en iyisi mi siz bahar aylarında gidin 🙂 Mesela 29 Ekim’de , 10 Kasım’da gidip Atatürk’ün doğduğu evi ziyaret etmek çok güzel bir fikir gibi, bi düşünün derim 🙂

Selanik’e Nasıl Gidilir ?

İstanbul’dan direk uçuşlar mevcut, havaalanından şehre ise otobüslerle ulaşım mümkün, 78 veya 78N hattını kullanabilirsiniz. Bunun dışında yine İstanbuldan yaklaşık 600 km yol giderek, İpsala sınır kapısı, Dedeağaç ve Kavala üzerinden Selanik’e varıyorsunuz. Eğer Selanik’i gezip gelcez diyorsanız uçak tabiki de çok rahat, ama yoook, Selanik’e gidene kadar bir sürü güzel yer var, geze geze gidelim diyorsanız araba da olur 🙂

  • Eski ehliyetiniz varsa : Türkiye Turing ve Otomobil Kurumundan Uluslararası Sürücü Belgesi almanız gerekiyor. Gerekli evraklar ve detaylı bilgi için tık tık .. Yine aynı kurumdan bir de Uluslararası Sigorta(Yeşilkart) yaptırmanız gerekiyor. En az 15 günlük yaptırılabilen bu sigortanın detayları için yine tık tık ..
  • Yeni ehliyetiniz varsa : Sadece yukarda bahsettiğim Uluslararası Sigorta(Yeşilkart) yaptırmanız gerekiyor. Keşke beleş olsaydı dediğinizi duyar gibiyim, ama malesef. Ne zaman işler kolay oldu ki bizim için 🙂

Selanik’te Konaklama

makedonia_palace

Selanik’i zaten yürüyerek gezebileceğinizi düşünürsek, bütçenize uygun herhangi bir yerde otelde kalabilirsiniz aslında. Biz zaten 1 gece kalacağız, şöyle deniz manzarasından olabildiğince faydalanalım diyip Makedonia Palace‘da kaldık,  Şubat ayında gittiğimiz için de fiyatlar normalden bir tık düşüktü.

Selanik’te Gezilecek Yerler

Gezme ve görme sıramıza göre anlatırsak otelden çıkıp, Beyaz Kule’ye yürürken rastladığımız Şemsiyeler’le başlıyorum. Harita bilgisi için her zamanki gibi yazının en alt kısmına gidebilirsiniz. Keyifli okumalar..

Şemsiyeler

selanik_semsiyeler

Selanik’in simgesel yapılarından biri olan Zongolopoulos Şemsiyeleri , “Umbrellas”gün batımında efsane çıkıyor fotoğraflarda, ben çok sevdim gerçekten. Bu şemsiyeler 1997 yılında George Zongolopoulos tarafından yapılmış, 13metre uzunluğu olan bu şaheser tamamen paslanmaz çelikten ve denilene göre havanın durumuna göre de görünüşleri değişiyormuş (ben pek ne demek istediklerini anlamasam da, bu bilgiyi vermeden geçemedim)

 

 Beyaz Kule

beyaz_kule

Şehrin en birinci simgelerinden Beyaz Kule, tabiki de neden Beyaz Kule denildiğini hemen anlatayım.

Bu kule Osmanlı zamanında kule, hapishane ve garnizon olarak kullanılırmış. 1826 yılında Sultan II. Mahmud, asi yeniçerileri bu kulede katletmiş, böyle olunca da 19. yüzyılın başlarına kadar bu kuleye Kanlı Kule (Tower of Blood) deniliyormuş. Sonra 1912 yılında Yunanlılar, Balkan savaşları sonucunda kuleyi alınca, temizlik sembolü gibi düşünülerek komple beyaza boyatılmış ve bugünkü adı olan Beyaz Kule olarak anılmaya başlanmış. Zamanla tabi boyalar akmış, pek de beyaz bir yanı yok şuan ama Selanik’in sahil şeridinde heybetli heybetli duruyor.

İçeri giriş ücretine eğer sesli rehberi de dahil ederseniz , her katta bulunan müzeleri gezerken, bir yandan da tarihi hikayeleri dinleyebilirsiniz.

Kulenin en üst kısmındaki manzara ise efsane tabiki de, çıkmadan dönmeyin bence..

 

Selanik Duvarı

selanik_duvari_3

Selanik Duvarı, orta çağlardan 19.yy sonlarına kadar Selanik’i deniz kıyısı da dahil olmak üzere çevrelemiş ve sonrasında kentsel yapıyı yeniden oluşturmak adı altında büyük bir kısmı yıkılmıştır, sadece  aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz kısmı kalmıştır. Buraya yürüyerek çıkmak biraz yorucu olabilir ciddi yokuş var çünkü, biz de bu sebeple Beyaz Kule’nin yanında bulunan 50 numaralı otobüslere* binip, surlara en yakın köşede indik ve buradan yürüdük.

*50 numaralı otobüs şehrin gezi otobüsü, panoramik olarak şehri gezdiriyor aslında size otobüsün içinden.

 

Atatürk’ün Doğduğu Ev

ataturk_evi_selanik

Tabiki de gezinin en heyecanla beklenen ve duygu dolu anlarını yaşadık buraya geldiğimiz zaman. İlkokul kitaplarının içinde gördüğünüz o evi, sokağa girer girmez büyük bir sıcaklıkla hatırlıyorsunuz, “aaa aynısı” bile diyorsunuz içinizden. Tabiki de herhangi bir ücret ödemeden evin heryerini gezebiliyorsunuz. Atatürk’ün bir gençlik, bir de 40’lı yaşlarının balmumu heykelini, ve yine annesi Zübeyde Hanım’ın heykelini görmeniz mümkün. Evin duvarlarında Atatürk’ün neler yaptığına dair yazılar ve ekranlar var, her katta farklı olmak üzere kıyafetleri, kişisel eşyaları, mühürlerini de görebilirsiniz.

ataturk_selanik

Tabiki de üst kattaki balmumu heykelini gördüğünüzde içiniz bir tuhaf oluyor, duygulanıyorsunuz, sürekli hayal ettiğiniz biri olmaktan bir nebze çıkıyor kendi doğduğu evde böyle bir ortamda onu görünce. Dolayısıyla fırsatınız varsa kesinlikle gidip ziyaret edin.

 

Aya Dimitri Kilisesi / Hagios Demetrios

aya_dimitri_kilisesi

1988’den beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde olan bu kilise Bizans döneminde şehrin koruyucusu olarak kabul edilen Aziz Dimitri anısına yapılmış. Kilise Aziz Dimitri’nin şehit edildiği Roma hamamı kalıntıları üzerine inşa edilmiş. Kilisenin altında Aziz’in naaşının bulunduğuna ve naaşın bulunduğu yerdeki çeşmenin suyunun şifalı olduğuna inanılırmış. Ücretsiz bir şekilde gezilebiliyor kilise, normalde bana bütün kiliseler karanlık gelir, ama bu kilisenin içi baya baya aydınlık ve ferah. Bu kilisenin bir fotoğrafını instagram hesabımda paylaştığımda insanlar da böyle düşünmüş olmalı ki altına “ne kadar aydınlık bir kilise” yorumları gelmişti.

 

Antik Roma Forumu

roma_forum

Forum aslında şehrin Roma döneminde sosyal, ekonomik, idari, kültürel ve dini işlerin görüldüğü yer anlamına geliyor. Italya’nın Roma şehrinde de Forum’a gitmiştik, oradaki tabi efsane büyüklükte bir alana kuruluydu, Selanik’teki tabi onun kadar büyük olmasa da yıkık dökük haliyle varlığını sürdürüyor.

 

Panagia Chalkeon Kilisesi

panagia_chalkeon_kilisesi

Hakkında çok da bişey söyleyemeyeceğim kiliselerden biri, ama ben dış mimarisine bayıldım bu kilisenin, ve kapısı kilitli olduğu için iç kısmını da göremedik, buna da baya üzülmüştüm hatta, dışı böyleyse içi kim bilir nasıldır diye.

Kilise 1028 yılında tamamıyla tuğladan inşa edilmiş ve “Kırmızı Kilise” olarak da biliniyormuş. Hatta 1430 yılınca Osmanlı’lar tarafından fethedildikten sonra, kiliseyi camiye çevirip adına da “Kazancılar Cami” demişler. Kaynak için tık tık…

 

Agia Sophia Kilisesi

agia_sophia_kilisesi

Hagia Sophia, Aya Sofya artık adına ne derseniz, yanlış duymadınız Aya Sofya diyorum çünkü bizim Aya Sofya’yı kıskanıp aynısını yapmaya çalışmışlar, bu kadar olmuş 🙂 Niye canım ben gayet beğendim. UNESCO listesindeki bu kilise, aynı zamanda Selanik’in en meşhurlarından, kime sorsanız gösterir 🙂

 

Rotonda

rotonda

Rotonda, ya da Rotunda diyebilirsiniz. Bu yapı ilk zamanlarında katedralmiş, sonra Osmanlı’ların eline geçince tabiki cami olmuş, daha sonra “Makedon Müzesi” olarak kullanılmış. 1978 depreminde zarar gördükten sonra onarılmaya başlanmış ve tekrar kilise olarak kullanılmak isteniyormuş. Detaylar için tık tık…

Aristotelous Meydanı

aristotelous_meydani

Burası Selanik’in en büyük meydanı, bu kadar gezdikten sonra oturun dinlenin, kuşlara yem atın, kafelerde çay, kahve bişeyler için 🙂

Selanik’te Yeme İçme Önerileri

Bu köşeye bazen ne yazsam diye düşünmüyor değilim, sonuçta 2 gün kaldığımız bir yerde kahvaltıyı otelde yaptığımızı var sayarsak 3-4 öğün bişey yemiş oluyoruz, tabiki de bunların kimisi gerçekten lezzetli, kimisi de orta halli yemeklerdi. Bu sebeple yaa çok güzeldi dediğim şeyleri paylaşma taraftarıyım, tabiki de daha güzelleri yok mudur, belki de vardır ama benim yediklerimde en güzelleri neyse onu yazma taraftarıyım 🙂

Palati Taverna

Selanik gece hayatı, diyince akla yunan tavernaları gelir elbet. Selanik’e kadar gitmişken de meşhur içkileri uzo‘nun tanına bakmadan dönmek olmaz, bizim rakının bi tık değişiği, bence biraz daha tatlısı (şekerli manasında tatlı). Tabi sahil şeridi bir şehirdeyseniz deniz ürünleri eşliğinde, bir de yunan müzikleri olsa çok güzel olmaz mı derken, Selanik’te yaşayan bir arkadaşımızdan yardım alarak taverna arayışına girdik. Ladadika bölgesinde bulunan tavernalardan adı Palati olana gittik. İyi ki de gitmişiz, çok keyifli vakit geçirdik, çok güzel müzikler çalıyordu, yemekler çok lezzetliydi ki biz azar azar nerdeyse menüdeki herşeyden denedik, hiç beğenmediğimiz bir yemek olmadı, öyle çok çok da bir para ödemedik. Herşey istediğimiz gibiydi kısacası. Tavernanın yeri için aşağıdaki haritayı kullanabilirsiniz.

Size buradaki bir anımı anlatayım. Ben maydanoz yemiyorum ve tabi yemeklerin neresinde maydanoz var bilemediğim için, mekanın çoook tatlı sahibesine bunu anlatmam gerekti. Konuya ingilizce girdim, kadın anlamadı, maydanozun ingilizcesini bilmiyormuş belli ki, ben devam ediyorum işte “yeşil bir sebze, yemeklerin üstüne serpiştiriliyor genelde” , yok yine anlamadı, neyse sarıldım telefona, maydanozun fotoğrafını buldum, ve kadına gösterdim, kadın ne dese beğenirsiniz “aa maydanooozz” hem de türkçe, ölür müsün öldürür müsün, yarım saat ingilizce anlatmaya kıvrandığım şeyin türkçesini biliyor çıktı 😀 Aynı şeyi takside de yaşadık, bindiğimiz taksiye ingilizce birşeyler anlatmaya çalışırken, kendi aramızda türkçe konuştuğumuzu duyunca başladı türkçe konuşmaya, hem de çatır çatır. Yani demem o ki, valla ingilizce kasmadan önce türkçeyi deneyin, çoğu yerde işe yarıyor gibi duruyor 🙂

Pizzicotto

Aslında yunanla hiç alakası yok, bildiğiniz italyan mutfağı bir yer, ama artık 2. günün sonunda yiyelim gitsin diyerek girdik, ama herhalde hayatımda yediğim en güzel mantarlı risottoydu burada yediğim. Herşey süperdi gerçekten, pizza yedik bir de o da çok güzeldi. Bu sebeple Pizzicotto’yu bu yazıya yazmayı bir borç bilirim 🙂

 

Yazının sonuna gelmişken, facebook sayfamı beğenip, instagram profilimi takip etmeyi unutmayın 🙂

 

Etiketler : Ano PoliAntik Roma ForumuAristotelous MeydanıAta toprağı SelanikAtatürk'ün Doğduğu EvBeyaz KuleHagia SophiaHagios DemetriosPalati TavernaPizzicottoRotondaSelanikSelanik Duvarıselanik gece hayatıSelanik Gezi Rehberiselanik rehberiSelanik Taverna Önerisiselanik te gezilecek yerlerSelanik yeme içmeSelanik'e Nezaman GidilirSelanik'te KonaklamaSelanik'te Yeme İçme ÖnerileriŞemsiyeleruzoZongolopoulos Şemsiyeleri

2 yorum

Yorumlar buraya :)