close
AvrupaSeyahat

Ye, İç, Gez, Eğlen Rehberi: Alexandroupoli (Dedeağaç)

Alexandroupoli de ne olaki diyenler çıkabilir aranızda, hiç üzülmeyin ben de öğreneli çok olmuyor. Halbuki İstanbul’dan Edirne’ye gitmek gibi bişey kendisi. Otobüsle dahi gidilebiliyor ne muhteşem. Türkçe adı ise Dedeağaç ve Yunanistan’ın İpsala sınır kapısına sadece 45 km uzaklıkta. Şimdi size ye, iç gez, eğlen rehberi yazmak istiyorum. Evet gezilecek çok fazla yer yok, ama sizin için üşenmedim, bu listeyi çoğaltmak için elimden geleni yaptım, ve bir iki fazladan kilise ekledim, bir de efsane bir dondurmacı. Bakalım beğenecek misiniz 🙂

Bu arada çoğu yazımda olduğu gibi, yazının en altındaki haritada, bütün gittiğim yerlerin işaretlenmiş hallerini bulabilir, telefonunuzdan ya da bilgisayarınızdan işaretli yerlere tıklayarak harita uygulamanıza yönlenir ve böylelikle yol tariflerine ulaşabilirsiniz 🙂

Alexandroupoli Hakkında Bilinmesi Gerekenler

  • Türkçe adı Dedeağaç‘tır.
  • Para Birimi Euro‘dur.
  • Evros (Meriç) bölgesinin merkezidir.
  • İstanbul, Bursa ve Keşan’dan otobüs ile gidilebilir. (Kamil Koç ve Metro Turizm seferleri mevcut)
  • Çoğu kafe, restoran ve marka dükkanların bulunduğu, kentin en işlek caddesinin adı Dimokratias yani Demokrasi Caddesi‘dir.
  • Kentin simgesi olan Deniz Feneri, tabiki sahil kısmında bulunuyor ve etrafı her daim hareketli.
  • Öğleden sonra yani saat 13:00 ila 17:00 arasında çoğu dükkan siesta sebebiyle kapalı. Uyuyorlar ne yapsınlar 🙂

Nerede Konakladık ?

Biz biraz biletimizi son anda aldığımız için, zaten az sayıda olan merkez otellerine malesef yetişemedik, yer kalmamıştı. Bu sebeple biz de merkeze yaklaşık 3 km uzaklıktaki Hotel Aphroditi de kaldık. Otel çok temizdi, tatil köyü havasında zaten, tek katlı bir bina. Odaların balkonları bahçeye açılıyor, seviyorum böyle mutluluk veren manzaraları olan odaları, kim sevmez ki 🙂 Tam önünden merkeze giden 1 numaralı otobüslerle kolay ulaşım sağladık. Tek kötü yanı hafta için yarım saatte bir gelen otobüsler hafta sonu saatte bir geliyor. Ve kaçırırsanız taksiye mecbur kalıyorsunuz. Otobüs bileti 1.30€, taksi ise 6€ tutuyor, seçim sizin 🙂

Alexandroupoli Gezilecek Yerler

Alexandroupoli gezilecek yerler listemize başlamadan önce, beklentilerinizi minimal tutmanızı rica ediyorum 🙂 Tabiki de bir Roma, bir Paris, bir Selanik dahi değil, ama onun da kendine göre güzel yerleri var, sevmek isteyene sebebi çok bence, o yüzden konuya az beklentiyle bakarsak, çok seversiniz 🙂

Deniz Feneri (Lighthouse of Alexandroupoli)

Bu tarz deniz kenarı şehirlerde ilk önce sahilden gezmeye başlamak niyetindeyim hep. Selanik’teki beyaz kule gibi, burdaki deniz feneri de adres tarifi konusunda olsun, buluşma noktası olsun, gezmeye başlama konusunda olsun biçilmiş kaftan. Şehirlerde turistik açıdan değişik bir bina falan yoksa, bu tarz yapıları turizm amaçlı kullanmak zorunda kalıyorlar biraz da. E tabi bir anahtarlık bir magnet alacaksın, ne yapsın adamlar.

Nedir bu kule, niye yapmışlar, ne işe yarar derseniz, 1850 yılında fransız bir deniz feneri firması tarafından inşasına başlanmış.1880 yılından kullanıma açılan fener o zamandan beri kesintisiz çalışıyor. Fransız firma yaptığı için yer imlerinde Phare d’Alexandroupoli olarak da karşınıza çıkabilir. Fenerin yüksekliği 18 metre, en üst kısmındaki camlı yere çıkmak içinse içerden 98 basamak çıkmak gerekiyormuş, bizler çıkamıyoruz oralara ama bilgi bilgidir 🙂 Fenerin ışık huzmesi de 24 deniz mili yani 44 kilometre uzaktan görülebiliyormuş. Onunla bol bol fotoğraf çekilmeden dönmeyin 🙂

Liman Bölgesi

Alexandroupoli limanı, trakya bölgesinin en büyük limanlarından olduğu için, Yunanistan için oldukça önemli. Limanın aynı zamanda demiryollarına da bağlantısı olduğundan buraya yanaşan gemilerden inen yükler direk vagonlara yüklenebiliyor. Bu bilgilerden sonra biz turistlerin ilgisini çekecek kısım ise olsa olsa limana gidip banklarda oturup kayıkları ve denizi izlemenin keyfini çıkarmaktır. Burada bir çok insanın bulamadığı bir yer var ki o da Kamil Koç‘un otobüslerinin yanaştığı yer, tam limana inerken  sol tarafta kayıkların önünde bir durak tabelası var, işte orada şaşırmıyorsunuz ve bekliyorsunuz. Aşağıdaki haritada işaretledim, işinize kesin yarar 🙂

Trakya Etnoloji Müzesi

Müzeye açık olduğu saatlere dikkat etmek gerekiyor kesinlikle biz giremedik bu sebeple ama siz dikkat edin ve girin derim ben, dışardan gördüğümüz kadarıyla güzel bir müzeye benziyordu. Müzenin açık olduğu saat bilgisi için tık tık…

Dedeağaç Tarih Müzesi

Yani çok da gerekli bi müze midir derseniz, ne yalan söyliyeyim uğramazsanız da bişey kaybetmezsiniz. Ama zaten toplasanız 2 tane müze var, dolayısıyla yazmadan geçmek istemedim. Dedeağaç’ın tarihindeki bazı olayların anlatıldığı resim ve yazıların sergilendiği bir müze kendisi.

Aziz Kyriaki Kilisesi (Church of Agia Kyriaki)

Aziz Kyriaki Kilisesi, evros bölgesinin en meşhur ortodoks kiliselerinden bir tanesi. Kilisede aziz Kyriaki’ye ait olduğu iddaa edilen kalıntılar  da mevcut. 1969 yılında açılan bu kilisede 7 Temmuz günü azizin onurlandırılma günü olarak, kutlamalar yapılıyormuş, denk gelirseniz uğrayabilirsiniz.

Aziz Nicholas Katedrali (Cathedral of Saint Nicholas)

1901 yılında açılmış olan bu görkemli sarı renkli bazilikanın taştan yapılmış 2 adet çan kulesi ve kubbesi bulunuyor. Biraz dış boyası kendinden geçmiş düşmüş falan ama idare edeceksiniz artık 🙂 Biz gittiğimizde kapalıydı fakat internetten gördüğüm kadarıyla güzel bir iç yapısı var. Görülmeye değer.

Aziz Eleftherios Kilisesi (Church of Agios Eleftherios)

Bu kilise dış görünümünden de anlaşılabileceği gibi tamamen taşlardan yapılmış ve 1955 yılında kullanıma açılmış. Saint Eleftherios simgesi ünlü sanatçı Rego (valla ben tanımıyorum ama ünlü diyorlarsa ünlüdür heralde) tarafından yapılmış ve dini sanatın mükemmel bir örneği olarak kabul ediliyormuş.

Aziz Vasilios Kilisesi (Ekklisa Agios Vasilios)

Bu kiliseyle ilgili pek bir bilgi bulamadım, merkezden otelimize yürürken sağ tarafta kubbesini görünce yönümüzü çevirip gittik, ama iyi ki de gitmişiz, içine girebildiğimiz tek kilise oldu. Kiliseyle ilgilenen bir kadın vardı, ah biraz da ingilizce bilseydi kiliseyle ilgili bişeyler de öğrenirdik belki ama kısmet olmadı. Kilisenin iç kısmındaki bir yerde bir sürü ekmek vardı, artık ekmek şarap ayini için miydi, başka bir amaç için miydi bilmiyoruz ama ordaki ekmeklerden de verdi bize kadın. Kıyamam ilgilenmek istiyor bir yandan, bir yandan kendini ifade edemiyor falan, ama bize elimizden geldiğince onu anlamaya çalıştık. Sonra da bol bol fotoğraf çekip otelimize yürümeye devam ettik 🙂

 

Alexandroupoli Ye, İç, Eğlen Yerleri

Gelelim en sevdiğimiz bölüme, nerde ne yemeli, içmeli, hatta eğlenmeli 🙂

Casino Thraki

Şehrin tek casinosu olduğundan ilgi büyük 🙂 Merkezden 1 numaralı otobüse bindiğiniz zaman sol tarafınızı kontrol ederek gidin, casinoyu gördüğünüz an hooop inecek var diyin (şaka şaka demeyin, medeniyet var düğme var ona basın ) ve önünde inin. Casinoya giriş ücreti 6€. Canlı rulet masalarında minimum bahis 2.5€, dolayısıyla hafiften pahalı tabi bizim kurla çarptığınız zaman, ama canlı oynayamasanız da makineler var onlarda takılabilirsiniz daha az minimum bahislerle. Normalde casinolarda içki ücretsiz olur ama burada ücret alıyorlar, haberiniz olsun, sonra vay efendim ben ücretsiz içki için gitmiştim, hem beleş beleş içip hem de eğlencektim demeyiniz 🙂

Nisiotiko

Dedeağaç’ın en meşhur tavernası, gerçi taverna olarak değil daha çok restoran modundalar çünkü canlı müzik yok, ama dışardan çalgıcılar ara ara gelip masaları şenlendirip gidiyorlar. Burada otururken hiç kendinizi yunanistanda gibi hissetmiyorsunuz. Çalışanlar türk, misafirler türk, gelen çalgıcılar bile türk 🙂 Çalışanlar çok ilgili ve sıcak kanlı, ortam güzel, yalnız gitmeden şuradan rezervasyonumuzu yaptırmayı unutmuyoruz, yoksa kalırsınız valla dışarda 🙂 Hatta rezervasyon yaptırırken, içerde ya da bahçede nerde masa istiyorsanız söylerseniz daha garanti olur, aksi halde park tarafındaki masalara kalabilirsiniz.

Neler yemeli içmeli derseniz, biz de canım arkadaşım Nilgün’ün blogundaki yazısında bahsettiği şeyleri yemeyi tercih ettik ve hepsi çok güzeldi gerçekten. O sebeple onun bloguna da göz atın derim, ışınlanmak için tık tık… Kısaca neler aldık, kuru cacık, kabak kızartması, yunan salatası, ızgara feta peyniri, acılı ahtapot kavurma, kalamar ve güveçte karides, bir adet de 20lik ouzo alıp 70€ hesap ödedik, ama herşey gerçekten çok lezzetliydi, güzel de bir akşam geçirdik, oyüzden paraya çok acımadık 🙂

Thema & Soho Absolutely Fabulous

Bu iki arkadaş şehrin en işlek cafelerinden ve biz ikisini de çok sevdik. Thema’nın frappesini, Soho’nun ise hamburgerini oldukça başarılı bulduk. Soho’da yine bir yunan birası olan Virginia’yı denedik. Burda zaten bira istiyorsunuz yanına aperatifler ve cips geliyor, mükemmel bir içecek olan suyu da unutmayalım tabi. Yunanistanda nerde oturursanız oturun, masanızda suyunuz hazır (hepsinden muhteşem bir performans beklememelisiniz, bazı suların tadı çok da iyi değil malesef), sadece su olsa yine hadi şaşırmayalım, kek, kurabiye, minik ekmekler, kesin bişey geliyor öncesinde masaya, hepsi de ücretsiz tabi merak edenleriniz için.

N.O.A Cafe & Yacht Club

Bu cool adından da anlaşıldığı üzere biraz elit bir cafe. Limandaki tek mekan olması sebebiyle de göz bebeği oluyor tabi, bahçesindeki şezlong gibi koltukları, iç mekandaki yer yer rahat, yer yer bar masası tadındaki konseptiyle, keyif verici. Uğrayıp bişeyler içmenizi tavsiye ederim.

Galetaria Italos (Efsane Dondurmacı)

İşte bu çok çok efsane bir yer,  buraya gidip, o turuncu renkli olan özellikle tam bir şaheser. Yanlış anlamadıysam havuç ve portakal karışımı, ama yok böyle bir şey. Kesinlikle denemeden dönmeyim. Zaten baktığınızda en çok hangisi bitmişse onu denemelisiniz bence bir dondurmacıda ve burda herşey çok güzel. Tam olarak içlerinden neler olduğunu anlayamadığımız için, küçük küçük merak ettiğimiz her dondurmayı tattırdılar bize, ve gerçekten aromaları muhteşem. Benden söylemesi 🙂

Yorum yazmayı unutmayın, sevdiniz mi ? Sizin var mı güzel önerileriniz ? merak ediyorum 🙂

 

Etiketler : AlexandroupoliAlexandroupoli Deniz FeneriAlexandroupoli gezilecek yerlerAlexandroupoli KonaklamaAziz Eleftherios KilisesiAziz Kyriaki KilisesiAziz Nicholas KatedraliAziz Vasilios KilisesiCasino ThrakiCathedral of Saint NicholasChurch of Agia KyriakiChurch of Agios EleftheriosDedeağaçDedeağaç Deniz FeneriDedeağaç gezilecek yerlerDedeağaç Tarih MüzesiDeniz FeneriEkklisa Agios VasiliosLighthouse of AlexandroupoliN.O.A Cafe Yacht ClubNisiotikoSoho Absolutely FabulousThema CafeTrakya Etnoloji Müzesi

9 yorum

  1. Ben Alexandroupoli’yi çok seviyorum. Yine giderim, hep giderim. Hatta bir daha ki gidişimde senin gittiğin kiliselere de uğramayı düşünüyorum. Nasıl da güzel bulmuşsun 🙂

    1. Evet yaa ben de giderim tekrar kesin, sevdim gerçekten 🙂 Teşekkür ederim, beğenmene çok sevindim :*

  2. Güzel ve bilgilendirici bir yazı olmuş, elinize sağlık… En kısa zamanda programa alıyorum… 😉

    1. Çok teşekkürler, fırsatınız varsa kesinlikle uğrayın ve bahsettiğim dondurmayı yemeyi unutmayın 🙂

tugcella için bir cevap yazın Cevabı iptal et